Japon Otomobil Devleri Honda ve Nissan Birleşme Görüşmelerine Başladı

Japon otomobil üreticileri Honda ve Nissan, dünyanın en büyük üçüncü otomobil üreticisi olmak amacıyla resmi birleşme görüşmelerine başladıklarını duyurdu. Şirketler, Tesla ve Çinli BYD gibi üreticilerle artan küresel rekabette daha rekabetçi olabilmek için elektrikli araçlar ve ileri teknolojili sürüş sistemleri geliştirmek için daha büyük bir ölçeğe ihtiyaç duyduklarını belirtti.

Honda CEO’su Toshihiro Mibe, iş entegrasyonunun, iş birliğini genişleterek ve kaynakları paylaşarak, şirketlere “mevcut iş birliği çerçevesi altında mümkün olmayacak bir avantaj” sağlayacağını söyledi.

Anlaşmanın, her iki markanın ayrıcalıklarını koruyacağı ve Tokyo Borsası’nda işlem görecek bir holding şirketi kurulmasını öngördüğü belirtildi. Birleşik grubun yaklaşık 191,4 milyar dolar gelir ve 19.2 milyar dolar üzerinde faaliyet kârı sağlama potansiyeline sahip olacağı tahmin ediliyor.

Entegrasyonun orta ila uzun vadeli bir proje olacağı ve şu anda 2030 ve sonrasına kadar gözle görülür bir ilerleme beklenmediği belirtilirken, Nissan’ın stratejik ortağı Mitsubishi’nin de yeni gruba katılma olasılığını değerlendirmesi ve 2025 yılının ocak ayına kadar bir karar alması bekleniyor.

Birleşme haberi Nissan hisselerini yükseltti, ancak zorlu dönem devam ediyor

Nissan, yeniden yapılandırma sürecinde olan ve son 3 aylık finans raporunda 9 bin işçi çıkaracağını ve küresel üretim kapasitesini 5’te 1 oranında azaltacağını duyurmuştu. Birleşme haberinin ardından Nissan hisselerinin yükseldiği gözlemlendi.

Analistler, potansiyel birleşmenin şirketteki mali performans düşüklüğünün ve Fransız Renault şirketi ile olan ortaklığının yeniden yapılandırılmasının bir sonucu olduğunu belirtti.

Honda CEO’su Mibe, Nissan’ın yeniden toparlanma sürecini başarıyla tamamlaması gerektiğini vurgulayarak, “Nissan ve Honda kendi ayakları üzerinde duramazsa, iş entegrasyonu görüşmeleri sonuç vermeyecektir.” dedi.

Nissan CEO’su Makoto Uchida ise entegrasyonun toparlanma sürecinden vazgeçmek anlamına gelmediğini, gelecek rekabet gücü için önemli olduğunu belirtti.