Alman finans kuruluşundan Türkiye ekonomisi analizi

Deutsche Bank, Gelişmekte Olan Piyasalar 2025 Görünümü Raporunu Yayımladı

Deutsche Bank, “Gelişmekte Olan Piyasalar 2025 Görünümü” raporunu yayımladı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan piyasalara odaklanılan raporda, 2025’in zorlu ve muhtemelen çok daha belirsiz geçeceği öngörüldü. Gelişmekte olan ülke varlıklarında beklenen getirilerin dağılımında, çoğunlukla ABD’deki politika değişikliğinden kaynaklı olumsuz etkiler beklendiği kaydedilen raporda, gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin artan gümrük tarifelerinden para politikası gevşeme döngüsündeki olası aksaklıklara kadar birçok olumsuz değişime maruz kalabileceği belirtildi.

Türkiye Ekonomisi İstikrara Doğru Yol Alıyor

Türkiye ekonomisi, “Türkiye: İstikrara Giden Kademeli Yol” başlığıyla değerlendirildi. Raporda, Türk ekonomisinin yumuşak iniş yolunda olduğuna dikkat çekilerek, bu yıl ekonomik büyümenin yüzde 2,9 seviyesinde olacağı öngörüldü. Bu durumun ekonomideki “kademeli soğumayı” teyit ettiği aktarılan raporda, sıkı parasal koşulların tüketim ve yatırım talebini kısıtlaması nedeniyle ekonominin 2025’in ikinci yarısına kadar potansiyelinin altında büyümesinin beklendiği ifade edildi.

Bu kapsamda gelecek yıl ekonomik büyümenin yüzde 2,8 olacağının öngörüldüğü raporda, iç talepteki toparlanmanın 2026’da güçlenen taleple birleşmesi, Türkiye ekonomisinin daha güçlü bir büyüme kaydederek uzun vadeli eğilimine yaklaşmasının beklendiği bildirildi.

Raporda, söz konusu büyüme tahminlerinin enflasyonun düşürülmesine öncelik veren ortodoks ekonomi politikalarının devam edeceğini varsayarak yapıldığı ancak politikalarda daha destekleyici bir duruşa geçişin daha güçlü bir büyümeyi sağlayabileceği kaydedildi.

Dezenflasyon Devam Edecek

İç talepteki zayıflama, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve Türk lirasındaki reel değerlenmenin enflasyonu düşüş eğiliminde tutması nedeniyle dezenflasyonun gelecek yıl da devam etmesinin beklendiği raporda, şu değerlendirmeye yer verildi: “Maliyet baskıları, enflasyon beklentileri ve iç talep, enflasyondaki düşüşün kademeli olarak devam edeceğine işaret ettiğinden, enflasyondaki düşüşün süreceğine dair yapıcı görüşümüzü koruyoruz.

Asgari ücretin yıl başında yüzde 30 seviyesinde artırılacağı ve herhangi bir ara ayarlama yapılmayacağı varsayımıyla, 2024 yıl sonu enflasyonunun yüzde 45’e, 2025 yıl sonunda ise yüzde 25,4’e gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Bununla birlikte, beklenenden daha az mali politika desteği, varsayılandan daha büyük bir asgari ücret artışı ve iç talepte daha kademeli bir yavaşlama dahil olmak üzere tahminimize yönelik yukarı yönlü riskler devam ediyor ve bu da 2024’ten sonra daha kalıcı enflasyonist baskılara neden olabilir. Mevcut politika çerçevesinin sürdürülmesi halinde, enflasyonun 2026 yılı sonuna kadar yüzde 20’nin altındaki seviyelere gerileyebileceğine inanıyoruz.”

Raporda ayrıca, baz senaryoda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) aralıkta 250 baz puan faiz indirimine gideceğinin beklendiği kaydedilerek, “Mevcut reel faiz tamponunun TCMB’nin politika faizini gelecek yıldan önce indirmeye başlaması için alan bıraktığına inanıyoruz. 2025’te, enflasyondaki düşüşün devam etmesi nedeniyle gevşeme döngüsünde kademeli ve temkinli bir yaklaşım bekliyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Bu kapsamda politika faizinin 2025’in ilk yarısında yüzde 37,5’e, yıl sonunda ise yüzde 30’e gerilemesinin beklendiği aktarılan raporda, “Temel senaryomuz bu olmasa da TCMB, gevşeme döngüsünü yumuşatmak için toplantı başına 250 baz puandan daha yavaş bir hızda faiz indirimi yapmayı da düşünebilir. TL mevduat hedefleri ve kredi tavanları gibi makro ihtiyati politikaların, gevşeme döngüsü sırasında finansal koşulları yönetmek için 2025 yılına kadar devam etmesini öngörüyoruz.” tespiti yapıldı.

Related Posts

19 Mart hasarı büyüyor, 5 haftada 49,5 milyar dolar satıldı

19 Mart hasarı büyürken, 5 haftada 49,5 milyar dolar satıldı. Tüm güven endeksleri dipte olurken, tablonun faturası yine halkı kesilecek.

Fethi Gürer: ‘Ülkemizde tarımın en önemli sorunlarından biri de üretim planlaması’

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde tarımın en önemli sorunlarından biri de üretim planlaması. Çiftçilerin üretim tercihlerine baktığımızda, yüzde 74’ü alıştığı ürünü, yüzde 30’u ise satışı hızlı olan ürünü ekiyor. Yüzde 30’u da daha iyi kazanacağını düşündüğü ürünün ekimine yöneliyor. Su sorunu ve olası riskleri dikkate alan ise sınırlı üretici var” dedi.

Marmarabirlik bu yıl 7,5 milyar lira net ciro hedefliyor

Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinin (Marmarabirlik) bu sene 7 milyar 500 milyon lira net ciro ve 35 milyon dolar ihracat hedeflediği bildirildi.

Sağlık turizmine yeni ayar

Gelişmiş sağlık altyapısı, uzman kadroları ve fiyat avantajıyla sağlık turizminde küresel anlamda adından söz ettiren Türkiye, bu alanda yeni bir düzenlemeyi devreye aldı.

Avrupa borsalarında, ABD-Çin ticaret geriliminde yumuşama beklentisi

Avrupa borsaları, ABD-Çin ticaret geriliminde yumuşama umuduyla yükselişle kapandı.

Polonya Büyükelçisi Lang: Türkiye’nin savunma sanayisi ile işbirliği geliştirilecek

Polonya’nın Ankara Büyükelçisi Maciej Przemyslaw Lang, Türkiye’nin savunma sanayisindeki ilerlemesini takdir ederek, gelecekte bu alanda güçlü bir işbirliği yapılmasını beklediğini belirtti. Lang, iki ülke arasındaki işbirliğinin her alanda mükemmel olduğunu ve ticaret hacminin 15 milyar dolara çıkmasını hedeflediklerini ifade etti. Ayrıca, Polonya’nın Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğini ve gümrük birliği sürecini hızlandırma çabalarına da tam destek verdiklerini söyledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir